Ekonomik ve Mali Analiz

12 Ekim 2014 Pazar

Dünyanın en iyi ekonomisti sizsiniz!!!

08:17 Posted by Hacker62 , , , , No comments
Ekonomistler, politikacılar, CEO’lar, analistler… Hiçbiri son beş
yıldır yaşanan krizin derinliğini öngörebilmeyi başaramadı. Finansal sektörün
arka sokaklarında başlayan kriz, sonunda herkesin evine kadar girdi. Ve hiçbir
otorite, felaket senaryoları çizmekten öteye, insanlara ne yapmaları
gerektiğini izah edemedi.

Bugün hala herkes birbirine ne olacağını soruyor. Ekonomi kuramlarının
günümüz finansal sistemini yorumlamada yetersiz kalması, ekonomistlerin
yargılarına olan güveni oldukça azaltmış durumdu. Hatta Avrupa Birliği krizin
çözümünü bulan ekonomiste para ödülü vereceğini bile açıkladı.

2008 Nobel Ekonomi ödülü ekonomist Paul Krugman’a verilmişti. Mevcut
yönetime muhalif fikirleriyle tanınan Krugman’ın ödülünü alırken söylediği şu
söz sıradan insanlar için ne kadar da cesaret vericidir: “Ekonomist Paul
Krugman yıllar önce öldü. Ben artık bir halk entelektüeliyim.”

İçgüdüler ve sağduyuyla birleşen bilginin en önemli anahtar olduğu ve
bunun herkesin erişebileceği bir yerde durduğu gerçeği artık yadsınmamaktadır.
En kompleks hedge fon senaryolarının altında bile basit doğal kurallar olduğu
gözden kaçırılmamalıdır. Herkesin en iyi doktorunun kendisi olduğu gibi, en iyi
ekonomistinin de kendisi olabileceği, bugünün dünyasında artık kaçınılmaz bir
doktrindir.

Kalp krizi geçirenler krizden önce daima iyi görünürler. Ama eğer
tansiyonunu ölçer ve EKG’sine bakarsanız kalp krizinin yolda olduğunu
görürsünüz. Ekonomik göstergelerin çalışma mekanizması da tıpkı bu şekildedir.

Devlet kurumları, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve hatta özel
şirketler ekonomik verileri ve istatistikleri bir araya getiren göstergeler
oluşturmaktadırlar. Bu rakamları yorumlayarak ekonominin ne kadar sağlıklı
olduğunu, tüketicilerin ne kadar harcadıklarını ve ne kadar işsiz olduğunu
anlayabiliyoruz.

Bu ekonomik dataların sayısı arttıkça hangilerini ve nasıl
yorumlamamız gerektiği de önem kazanmaya başlıyor.

Hangi gösterge önemlidir? Ve neden önemlidir?

Amerika Bireysel Yatırımcılar Birliği(AAII), 2004 yılında, en önemli
10 finansal göstergeyi açıklayan bir rapor yayınladı. İşte bu raporda yer alan
her insanın kendi ekonomisti olmasına yetecek 10 önemli gösterge.

Tarafımızdan bazı düzeltmeler yapılarak listeyi önem sırasına göre
sondan başa doğru sıralayalım.

10. Dow Jones Industrial

Amerika sanayi sektöründe yer alan en büyük 30 şirkete ait hisse
senetlerinin performansını gösteren en eski indekslerden biridir. Tüm dünya
piyasaları için en temel benchmark olarak kabul edilir. Her ülke için kabul
edilen muadili endekslerle aynı paralelde değerlendirilmelidir.

9. Üretim, Ticari Stoklar-Satış Rakamları

Bir ülkenin arz-talep göstergeleri, üreticiler, toptancılar ve
perakendecilerin satış ve stok rakamları üzerine kuruludur. Artan stok oranı
ekonomik zayıflığı ifade ederken, azalan stoklar ekonomik gücü gösterir. Daha
açık bir ifadeyle, stoklar yükseldiğinde satıcılar, artan stokların eritilmesi
için fiyatları düşüreceklerdir. Bu da fiyatlar genel seviyesini ve faiz
oranlarını aşağıya çekecek, hisse senedi ve bono fiyatlarını arttıracaktır.
Tersi durumda ise, yüksek talep nedeniyle azalan stoklar, enflasyon ve faiz
oranlarını arttıracak, hisse senedi ve bonoya talebin düşmesi de menkul kıymet
fiyatlarını düşürecektir.

8. Yeni Ev Başlangıçları

Ev inşaatlarındaki artış ile konut kredisi faiz oranları arasında
hassas bir denge vardır. Faiz oranlarındaki değişiklik ise her ikisini de etkilemektedir.
Mevsimsel faktörler ve ekonomik değişimlerden kolayca etkilenmesi nedeniyle
yüksek volatilite içeren bir göstergedir.

7. Perakende ve Gıda Satışları

Tüketicilerin kişisel tüketimlerini perakende sektörler üzerinden
hesaplayan göstergelerdir. Kişisel harcamalardaki artış veya azalış milli
geliri belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Rakamlar incelenerek harcama
trendleri ve gelecekteki yönü hakkında öngörüler yapılabilmektedir.

6. İşsizlik Oranları

İşsizlik oranı, ekonomi ve işgücü arasındaki yakın ilişkiyi gösterir.
Ücretlerdeki değişiklik üretim teknikleri ve işgücü maliyetleriyle orantılıdır.
Orandaki aylık değişim, istihdamın hangi sektörlerde artıp azaldığı
incelenmelidir. İş hayatının birçok ilginç trendi işsizlik oranından
hesaplanmaktadır. Örneğin ortalama haftalık çalışma süresi, ortalama asgari
ücretler gibi. İşsizlik oranının düşüklüğü ekonomilerin sağlıklı olduğunu
gösterirken, aynı zamanda ücretlerdeki enflasyona da işaret etmektedir.

5. Tüketici Güveni Endeksi

Farklı ülkelerde farklı yöntemlerle hesaplanır. Ülkenin ekonomik
durumunu ve geleceğini, insanların iyimser ve kötümser bakış açılarından yola
çıkarak sayısallaştıran bir endekstir. Araştırmada belli gruplara, ekonomik
koşullar, işsizlik, harcamalar, ekonomik büyüme gibi konularındaki gelecek
dönemlerdeki beklentilerinin ne olduğu sorulur. Her soru için üç cevap vardır:
Pozitif, negatif, nötr.

Bu istatistik tüketici harcamalarının öncül göstergesidir. Çünkü
tüketicilerin ekonomiye güveni arttığında, daha fazla harcama yapacaklardır. Bu
da ekonomiyi canlandıracak, büyümeyi destekleyecektir.

4. Üretici Fiyatları Endeksi

Bir ülkede üretimi yapılan ve ülke içinde satılan ürünlerin üretim
fiyatlarının değişimini gösteren endekstir. Enflasyonun en önemli
göstergelerinden biridir. Enflasyonu belirleyen tüketici fiyatlarındaki
değişime bakmadan, hammadde fiyatlarındaki değişimi izleyerek enflasyonun
gideceği yön öngörülebilir. Bunun yanı sıra hükümetlerin ekonomik
programlarının belirlenmesi, ücretlerin ve fiyatların ayarlanması, yatırım
kararları, üretim ve verimlilik hesapları gibi birçok alanda bu endeksten
yararlanılır.

3. Tüketici Fiyat Endeksi

Tüketiciler tarafından mal ve hizmetlere ödenen fiyatların değişimini
gösteren endekstir. Bireyin yaşamak için katlandığı maliyetlerin ölçüsü olarak
kabul edilir. Enflasyon oranının en güvenilir göstergesidir. Enflasyon
oranındaki değişim ülkedeki para politikalarının da değişmesi anlamına
gelmektedir.

2. M2 Para Arzı

Pek çok kişinin pek duymadığı bir göstergedir. Bir ekonomideki nakit
para, vadesiz mevduat, tasarruf mevduatı ve kısa dönem vadeli mevduatların
toplamından oluşan para miktarı M2 Para Arzı kavramıyla ifade edilmektedir. Bir
ekonomide para arzı artarsa, faiz oranının düştüğü, enflasyon oranının
yükseldiği görülür. Aksi takdirde ekonomide para arzının azalması durumunda ise
faiz oranlarının yükseldiği, fiyatların ve üretimin azaldığı görülür. Bu durum
işsizliğe ve üretim kapasitesinin yetersiz kullanılmasına yol açar.

1. Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)

En önemli gösterge olduğu kabul edilir. Bir ülke vatandaşlarının bir
yıl içinde ürettikleri mal ve hizmetlerin toplam değeridir. (Yurt dışında
çalışan vatandaşların elde ettiklerinin ilave edilmesiyle Milli Gelire
ulaşılır.) Bir ülkenin ekonomik performansının en önemli göstergesidir. Büyüme
oranları GSMH üzerinden hesaplanır. Merkez bankalarının para politikalarını
ayarlamada kullandıkları en temel enstrümandır. Büyüme oranlarının üst üste üç
çeyrek düşük çıkması resesyon başlangıcı olarak kabul edilir.
Alıntıdır.

0 yorum:

Yorum Gönder